Sevgili
Günlük, (1)
Bu
gün yine erkenden yani 06:45'de kalktım. Yine kalkar kalkmaz,
yüzümü bile yıkamadan bilgisayarın başına oturdum, maillerime
baktım. Bu da son zamanlarda edindiğim kötü alışkanlığım.
Sanki bilgisayara bakmasam, günüm başlamayacakmış gibi..
Sevgili
günlüğüme baktım, birileri beni ziyaret etmiş mi, birileri
mesaj bırakmış mı diye.. İzleyici sayım 11, Google arkadaşlarım
da 19 kişi olmuş.. Nasıl mutlu oldum anlatamam.. Sonra hemen
mutfağa geçtim, demliğe bir küçük kabuk karanfil, iki tane
tarçın koydum. Üzerine de su ilave edip süzgecine yeşil çayı
ekledim, kaynamaya bıraktım. Dolabı açtım, kaşar peynirini,
yeşil zeytini, siyah zeytini, çeri domatesleri ve tatlı küçük
sivri biberleri çıkardım. En sevdiğim çinili kaseye de incir
reçeli koydum,incir reçelsiz olmaz elbet! Bu arada çayın harika
kokusu gelmeye başladı zaten burnuma.. Dün akşamdan kalan ekmekleri elektrikli ızgarada kızarmaya bıraktım.. Bu elektrikli ızgara benim kurtarıcım, köftemi de pişiriyor, ekmeğimi de kızartıyor.. Sıcacık ekmekler ve dumanı tüten mis gibi çayın eşliğinde kahvaltımızı bir güzel
ettik.. Kahvaltı ederken haberlere bakayım dedim, Marmaray da
Marmaray.. "Denizin altındaki tüplerden geçen trene hayatta
binmem" dedim yüksek sesle..
Kahvaltı
bitince oturdum mu yine bilgisayara, oturdum elbet.. Saat şu anda
tam 11:14'ü gösteriyor, sağ tarafımda duran kahvaltı artıkları
benim toplamamı bekliyor.. Yıkanacak çamaşırlar, toplanacak
ortalık, yapılacak yemek, biriken ütüler, alınacak tozlar beni
bekliyor.. Ama ben bu gün pek bir tembelim nedense.. Diyorum ki dün
akşam izlerken yarısında uyuduğum Çalıkuşu'nu açsam da
seyretsem ne güzel olur! Sağ tarafımdaki kahvaltı artıkları
bana kıs kıs gülümsüyor..
Yahu
ben ne zaman bu kadar tembelleştim ki! Daha düne kadar cumartesi
demeden, gece gündüz demeden işe gidiyordum.. İnsan cidden
bukalemun gibi, her ortama kolayca uyum sağlayabiliyor.
Belki
de bu kadar tembellik yeter deyip cv'mi düzenleyerek yeniden iş
aramam lazım.. İyi de aradan geçen 1 sene boşluğu nasıl izah
edeceğim şu cv denen şeyde? İş aradım ama bulamadım desem
inanırlar mı ki bana? İyi de yalan mı? En azından 3-4 ay iş
aradım, sonra da "başlarım işine!" deyip vazgeçtim, ne
suçum var ki allasen..
En
iyisi açayım Çalıkuşu'nu, hem seyrederim, hem de part time evden
yaptığım "internet sitesine ürün girme" işini de
aradan çıkarmış olurum..
Aslında
niye dert ediyorum ki bütün bunları, keyfim yerinde mi? Yerinde..
Mutlu
muyum? Evet mutluyum..
Az
biraz sabredeyim, para da kazanacağım elbette.. Biraz keyfini
çıkarayım özgürlüğün değil mi ama..
Sevgili
günlük, şimdilik sana "hoşçakal" diyorum, bakalım ne
olacak günün kalan yarısında..
Ahahahaaaa... Çok içten bir yazı olmuş. Kurslara gide gele neredeyse kurs kadın haline geldim. Ben de iş arıyor muyum arıyorum beni memnun edecek, meşgul edecek, yerine göre kendimi bile unutturacak bir iş... Ama nerdeee... Derdim depreşti yine. Neyse bakalım sevgili günlük yazınızı sıkılmadan zevkle okudum. İnşallah başarı hikayenizi de okuruz buradan. Sevgilerimle... Betül
YanıtlaSilTeşekkür ederim, benim gibi düşünen biri olması, benimle aynı dertten muzdarip biri olması ne kadar hoş:)
SilBakalım neler olacak, ben de merak ediyorum doğrusu:) Mesela önce günlüğe yazsam, sonra da gerçekleşse harika olmaz mıydı:)) Sevgiler..
Hayal bu ya bi deneyin bakalım ben de deneyeceğim neler olacak... :)))
SilHadi o zaman en kısa zamanda bunu yazalım:)
Sil