3 Aralık 2013 Salı

Sevgili Günlük / 3

Sevgili Günlük (3)

Keşke her günüm deli gibi gezme tozmayla geçseydi de sana da acayip hikayeler anlatabilseydim. Ama olsun, ben böyle de mutluyum. İnsan gezip tozmadan da mutlu olabilir ve yazacak bir şeyler elbette bulabilir.
Hem zaten sen de biliyorsun ki ben küçük mutlulukların insanıyım. Şimdi bana "felsefe yapma" diyorsun ama bir dakika, burada duralım. Patron benim, ne istersem onu yazarım.

Ya biliyor musun, her şeyi erteleme gibi bir durumum var. Mesela bu eve yeni taşındığımızda bir arkadaşıma yemeğe çağırma sözü vermiştim, aradan tam dört buçuk sene geçti ve ben hala O'nu yemeğe çağırmadım! İşin komik tarafı, ne zaman bir araya gelsek bu mevzu mutlaka gündeme geliyor. Ya yeterince ev temiz değil diye erteliyorum, ya üşeniyorum, ya da ne bileyim işte enerjim olmuyor. Kızmıyor ama bana, ya da ben kızmadığını düşünüyorum ne bileyim işte..
Günler öylece akıp gidiyor. Aslında hep aynı şeyleri yapıyorum, pek bir sürpriz olmuyor hayatımda. Belki de iç huzurumun kaynağı da budur. Düşünsene, her gün bir aksiyon yaşasaydım mutlaka canımın sıkılacağı durumlar da olurdu. Bense durgun bir suda sırt üstü yatmış, sanki hayatı seyrediyor gibiyim.. Ya ben mutluyum sevgili dostum, kim ne derse desin mutluyum. Gerisi teferruat değil mi zaten...
Aslında biraz isteklerim var elbette. Ama onları sana açıklamak istemiyorum şimdilik. Daha seninle üçüncü kez beraberiz, nasıl açayım ki içimi öyle birden bire.. Azıcık samimi olalım, azıcık sana güveneyim belki daha da içten yazarım ileride.. Biraz sabırlı ol, sen de beni tanı değil mi ama..
Ya ne garibim ben de, sanki sen bir "günlük" değilsin de yeni tanıştığım bir insansın gibi davranmaya başladım. Hoop ne oluyoruz, kendine gel Hayal Kişilik! Adı "Hayal" soyadı "Kişilik" olan birinden ne beklenirdi ki zaten..
Haydi o zaman düşünelim biraz karşılıklı..
Görüşürüz yakında (umarım) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder