11 Kasım 2013 Pazartesi

Sevgili Günlük / 2

günce
Sevgili Günlük (2)

Hafta sonu uzak bir şehirden okul arkadaşım geldi.. Çok sevindim tabii ki.. İnsan arkadaşı gelecek diye sevinmez mi? 
O benim en yakın arkadaşlarımdan bir tanesi yıllardır.. Özel bir hazırlık yapmadım gelecek diye.. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama, en yakınlarımıza yeterince özen göstermeyiz. Mesela sık görüşmediğimiz bir komşu çaya gelecek olsa, bütün evi temizler, ne ikram edeceğimizin derdine düşeriz.. Ama en yakın arkadaşımız gelecekse, hiç hazırlık yapmayız, televizyon dolabındaki tozları önemsemeyiz mesela.. İşte yakın arkadaş olmanın getirdiği güzelliklerden biridir bu.. Yakın arkadaşımız, evimize geldiğinde temizliğimize not vermez çünkü, biliriz evde ne varsa önüne koyduğumuzda bayıla bayıla yiyeceğini. İşte bizde de öyle oldu.. Normal günlük temizlik haricinde özel bir hazırlık yapmadım, hatta tozları bile almadım, çünkü canım istemiyordu.. O geldiğinde saat akşam üzeri beş gibiydi.. Önce oturduk, biraz söyleştik. Sonra da mutfağa gidip, söylemesi ayıp tarhana çorbası yaptım.. Derin dondurucuda gözüm gibi sakladığım pişmiş yaprak sarmaları vardı, onları çıkardım.. Bir de önceki gün yaptığım pudingler  ve akşamdan kalan bir tabak pırasa vardı.. Akşam yemeğimiz işte böylesine mütevaziydi.. Ama arkadaşım, bütün yemekleri bayıla bayıla yediği gibi, bir sürü de övgüde bulundu.. İşte budur dedim kendi kendime, arkadaşlık böyle bir şey..
Neyse, bir gece kalıp sabah kahvaltıdan sonra döneceği için akşamı biraz uzatalım dedik.. Yemekten sonra çıktık dışarıya.. Ben, öyle evden çıkan biri değilimdir.. Sokakların kalabalığı, neşesi değişik geldi açıkçası.. Bir bara gittik, iki bira içtik.. Çok güzel müzikler yapan bir grup vardı orada, adı Eski Bando.. Eski aranjmanları dinlemek, hem arkadaşıma, hem de bana gerçekten de çok iyi geldi.. Youtube kayıtlarını buldum sizin için, bakalım beğenecek misiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder